Enceladus'un Kuzey Kutbu'ndan Gelen Yeni Isı Verileri Okyanusun Uzun Süreli İstikrarını İşaret Ediyor
Düzenleyen: Uliana S.
Satürn'ün uydusu Enceladus'a dair, NASA'nın emekliye ayrılmış Cassini görevinden elde edilen verilerin yeniden analizi, buzlu kabuğunun altındaki okyanusun iklimsel açıdan beklenenden çok daha sabit olabileceğine dair önemli kanıtlar sundu. Bu yeni bulgu, uydunun yaşamı barındırma potansiyelini önemli ölçüde artırıyor. Bilim insanları, Enceladus'un yüzeyinin -201°C'ye kadar düşebilen dondurucu soğukluğuna rağmen, yeraltı okyanusunun yaşam için gerekli kimyasal elementleri barındırdığını zaten biliyorlardı. Ancak temel soru, bu okyanusun organizmaların ortaya çıkışı için yeterince uzun bir jeolojik zaman diliminde sabit bir sıcaklıkta kalıp kalamayacağıydı.
Oxford Üniversitesi'nden Dr. Carly Howett'in de belirttiği gibi, bu enerji çıktısının sürekliliğini kanıtlamak, yeraltı ortamının da büyük ihtimalle istikrarlı olduğunu gösteriyor. Yaklaşık 500 kilometre çapındaki Enceladus, Satürn'ün kütleçekiminin sürekli sıkıştırması ve gerilmesiyle oluşan gelgit ısınması sayesinde sıvı halde kalabiliyor. Yaşamı sürdürecek bir okyanusun varlığı, kazanılan enerjinin kaybedilen enerjiyle dengede olmasını gerektirir; aksi takdirde okyanus donacak veya yaşamı tehdit eden ani değişimler yaşanacaktır. Daha önceki tahminler, enerji kaybını yalnızca aktif Güney Kutbu'ndaki 'kaplan çizgileri' olarak bilinen yarıklardan fışkıran su püskürmelerine dayandırıyordu.
Araştırmacılar, okyanusun tüm buz tabakasını eşit şekilde ısıttığını ve bu durumun en iyi, en soğuk yüzeylerde ve en ince buz kabuğunun olduğu bölgelerde fark edileceğini fark ettiler; bu kriterleri sağlayan bölge ise Kuzey Kutbu oldu. Cassini uzay aracının ölçümlerini kullanan bilim insanları, Kuzey Kutbu'nun yüzey sıcaklığını derin kış ve yaz dönemlerinde karşılaştırdıklarında, kutuplar civarındaki yüzeyin teorik beklentilerin yaklaşık 7°C daha sıcak olduğunu tespit etti. Bu veriler ışığında yapılan hesaplamalar, uydunun metrekare başına yaklaşık 46 miliwatt enerji kaybettiğini ve toplamda 35 gigawatt enerji saldığını gösteriyor. Güney Kutbu'ndan bilinen kayıp da eklendiğinde, Enceladus'un toplam enerji kaybı 54 gigawatt seviyesine ulaşıyor. Bu rakam, gelgit ısınmasından kaynaklanan tahmini toplam enerji girdisiyle neredeyse mükemmel bir uyum sergiliyor; bu da okyanusun uzun ömürlü ve kararlı olduğunun güçlü bir kanıtıdır.
Bu keşifler bütünü, Enceladus'u Güneş Sistemi'ndeki en umut verici yaşam hedeflerinden biri yapıyor; zira uydu, sıvı suya, enerji kaynağına ve karmaşık kimyaya sahip. Yapılan önceki çalışmalar, yaşamın temel yapı taşlarından olan fosforun bile okyanusta bolca bulunduğunu göstermişti. Hatta Cassini'nin 2008'de incelediği buz taneciklerinde, yaşam öncesi moleküllerin doğrudan okyanustan geldiği kesinleşti. Dr. Howett, bu durumun, yaşamın evrimleşme şansını artırdığını belirtiyor. Olası yaşam formlarının Dünya'daki derin hidrotermal bacalarda yaşayan canlılara benzeyebileceği düşünülse de, tamamen farklı formların da ortaya çıkabileceği ihtimali mevcut. Bir sonraki aşama, bu okyanusun yaşamın oluşumu için yeterince yaşlı olup olmadığını saptamak olacak; bu kanıtlanırsa, odak noktası Güney Kutbu'nun kimyasal izleri veya doğrudan okyanusa ulaşacak yeni bir görev olabilir.
Kaynaklar
CHIP Online
Mission concept proposes sampling Enceladus's subsurface ocean
Bu konudaki diğer haberlere göz atın:
Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?
Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.
