Gökbilimciler, süpernova patlamasından hemen önceki dev bir yıldızın son anlarını gözlemleyerek yıldız evrimi hakkında daha önce görülmemiş bilgiler elde etti. Nature dergisinde yayımlanan çalışma, Eylül 2021'de Zwicky Geçici Tesis (ZTF) tarafından keşfedilen SN 2021yfj süpernovasını detaylandırıyor.
Yaklaşık 2.2 milyar ışık yılı uzaklıkta, bir yıldız oluşum bölgesinde yer alan SN 2021yfj, tipik süpernovalardan farklı olarak silikon, kükürt ve argon gibi ağır elementlerin hakim olduğu bir kimyasal bileşim sergiledi. Bu gözlem, ana yıldızın patlayıcı ölümünden önce dış hidrojen ve helyum katmanlarını attığını ve içteki silikon ve kükürt açısından zengin katmanlarını açığa çıkardığını düşündürüyor.
Northwestern Üniversitesi CIERA'dan araştırmacı Steve Schulze, bu durumu bir yıldızın "özüne kadar soyulmuş" hali olarak tanımlayarak, devasa yıldızların teorize edilen iç katmanlı yapısına dair doğrudan kanıt sundu. Schulze, bu tür bir soyulmanın daha önce hiç gözlemlenmediğini ve yıldızların yapısını anlamak için önemli bir adım olduğunu belirtti. Northwestern'den kıdemli yazar Adam Miller, olayın "kelimenin tam anlamıyla daha önce kimsenin görmediği gibi göründüğünü" ifade ederek, bu gözlemlerin mevcut yıldız evrimi teorilerini zorladığını ve devasa yıldızların ölümü için daha egzotik yollar olabileceğini ima etti.
Keşif, W.M. Keck Gözlemevi ile yapılan bir iş birliği sonucunda gerçekleşti. Ulusal Bilim Vakfı tarafından desteklenen araştırma, süpernova süreçleri ve devasa yıldızların iç yapıları hakkında değerli bilgiler sunarak, yıldız yaşam döngülerinin ve galaksilerin kimyasal zenginleşmesinin anlaşılmasına önemli katkıda bulunuyor. Zwicky Geçici Tesis (ZTF), 2017'den bu yana faaliyet gösteren ve Palomar Gözlemevi'ndeki 48 inçlik teleskobu kullanan bir gökyüzü tarama projesidir ve bugüne kadar 10.000'den fazla süpernovayı sınıflandırarak bu alanda bir rekora imza atmıştır.
SN 2021yfj'nin silikon ve kükürt açısından zengin bileşimi, daha önce gözlemlenen süpernovalardan farklı olarak, yıldızların iç yapılarının ve ölüm süreçlerinin ne kadar çeşitli olabileceğini göstermektedir. Bu tür gözlemler, evrendeki elementlerin kökenini ve yıldızların yaşam döngüsünü anlamamızda kilit rol oynamaktadır.