Eylül 2025'te Nature dergisinde yayımlanan çığır açıcı bir araştırma, Santorini'nin altındaki magma hareketlerinin, 2025'in başlarında bölgede yaşanan yoğun sismik aktivitenin ana nedeni olduğunu ortaya koydu. Araştırma, deniz tabanının doğusunda meydana gelen magma girişinin, adada hissedilen binlerce depremin tetikleyicisi olduğunu bilimsel olarak kanıtlıyor.
Çalışmada, okyanus altı sismograflarından elde edilen veriler, jeolojik ve jeokimyasal analizler ile magma hareket modelleri birleştirildi. Sonuçlar, yaklaşık 0.31 km³ hacmindeki magmanın 13 km uzunluğundaki bir fay hattına girmesiyle eski fay hatlarının yeniden aktive olduğunu gösteriyor. Bu süreç, binlerce sismik olayı ve volkanik titreşimi tetikleyerek bölgede önemli bir sismik krize yol açtı. GFZ Helmholtz Jeobilim Merkezi ve GEOMAR Helmholtz Okyanus Araştırmaları Merkezi'nden araştırmacılar, 2025'in başlarında meydana gelen on binlerce depremi analiz ederek, yaklaşık 300 milyon metreküp magmanın derin kabuktan yükselip okyanus tabanının yaklaşık dört kilometre altına yerleştiğini belirledi. Bu magma yükselişi sırasında binlerce deprem ve sismik titreşim meydana geldi.
Araştırmanın önemli isimlerinden, EKPA Jeoloji ve Çevre Bölümü Profesörü Paraskevi Nomikou, Mart 2025'te gerçekleşen bu keşfin okyanus bilimi açısından en dikkate değer bulgulardan biri olduğunu belirtti. Nomikou, volkanik aktivitenin sürekli izlenmesinin önemini vurgulayarak, "Volkanlar bize uyarı veriyor ve bir volkanın patlamak üzere olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz" dedi. Bu bulgular, volkanik dinamikleri anlamamıza katkı sağlarken, gelecekteki potansiyel volkanik olaylara karşı sürekli izleme ve hazırlıklı olma gerekliliğini de gözler önüne seriyor.
Oregon Üniversitesi'nden jeofizikçi Emilie Hooft'un liderliğindeki araştırmalar, magmanın geleneksel volkanik merkezlerin dışında da hareket edebileceğini ve bu durumun gelecekteki volkanik huzursuzlukları tahmin etmede yeni yollar açabileceğini öne sürüyor. Hooft ve ekibi, deniz tabanının altındaki volkanik sistemleri incelemek için güçlü ses dalgaları kullanarak, daha önceki çalışmaların erişemediği derinliklerdeki magmatik yapıları haritalandırdı. Bu araştırmalar, volkanik huzursuzluğun izole edilmiş bir olay olarak değil, karmaşık bir magma, fay ve kabuk sistemi döngüsünün bir parçası olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor.
Nature'da yayımlanan bu araştırmalar, Santorini'nin volkanik yapısının ve sismik aktivitesinin anlaşılmasında önemli bir kilometre taşı niteliğinde. Bu bulgular, magma hareketlerinin Santorini'deki depremlerin ana nedeni olduğunu destekliyor ve bölgedeki volkanik aktivitenin anlaşılmasına yeni bir boyut katıyor.