1977'de tespit edilen ve uzun yıllardır bilim insanlarını meşgul eden 'Wow!' sinyalinin kökenine dair yeni araştırmalar, sinyalin Dünya dışı bir medeniyetten ziyade astrofiziksel bir kaynaktan gelmiş olabileceğine işaret ediyor. Bu gizemli radyo sinyali, ilk kez 15 Ağustos 1977'de Ohio Eyalet Üniversitesi'nin Big Ear radyo teleskobu tarafından Sagittarius takımyıldızı yönünden alınmıştı. O dönemde SETI (Dünya Dışı Zeka Arayışı) projesinde görevli astronom Jerry R. Ehman, sinyalin gücü ve beklenmedik doğası karşısında veri çıktısına heyecanla "Wow!" notunu düşmüştü. Sinyalin 72 saniye sürmesi ve 1420 MHz civarındaki dar bant genişliği, onu potansiyel bir uzaylı iletişiminin en güçlü adaylarından biri haline getirmişti.
Son yıllarda yapılan çalışmalar, bu ikonik sinyalin sırrını çözmeye yaklaşıyor. 2024 yılında astrobiyolog Abel Méndez liderliğindeki bir araştırma ekibi, sinyalin, nötron yıldızları gibi manyetik alanları çok güçlü olan yıldızların (manyetar) bir patlamasının, soğuk bir hidrojen bulutuyla etkileşime girerek bu bulutu ani bir şekilde parlatmasıyla oluşmuş olabileceğini öne sürdü. Bu tür bir etkileşim, hidrojen bulutunun bir lazer gibi davranarak dar bantlı bir radyo sinyali yaymasına neden olabilir. Bu teori, sinyalin neden sadece bir kez tespit edildiğini ve tekrarlanmadığını da açıklayabilir. Bu bulguları daha da detaylandıran ve Ağustos 2025'te arXiv'de yayınlanan "Arecibo Wow! II: Archival Ohio SETI Verilerinden Wow! Sinyalinin Revize Edilmiş Özellikleri" başlıklı bir çalışma, orijinal verileri modern yöntemlerle yeniden analiz etti. Bu yeni çalışma, sinyalin zirve akı yoğunluğunun 250 Jy'yi aştığını ve frekansının 1420.726 MHz olduğunu belirterek, sinyalin daha önce düşünülenden daha yüksek bir radyal hıza sahip galaktik bir kaynaktan gelmiş olabileceğini gösterdi. Araştırmacılar, küçük, soğuk hidrojen bulutlarının 'Wow!' sinyaline benzer dar bantlı sinyaller üretebildiğini doğrulayarak, astrofiziksel bir açıklamanın olasılığını güçlendirdi. Bu yeni veriler, sinyalin kesin konumunu daha hassas bir şekilde belirlemeye yardımcı olabilir ve gelecekteki SETI çalışmalarında yanlış pozitifleri azaltmaya katkı sağlayabilir. Bu güncel araştırmalar, evrenin sırlarını çözme yolculuğumuzda, en gizemli sinyallerden birinin bile doğanın karmaşık ve nadir olaylarıyla açıklanabileceğini gösteriyor. 'Wow!' sinyalinin kökenine dair bu yeni anlayış, bilimsel merakımızı beslemeye ve evrendeki yerimizi daha derinlemesine kavramamıza olanak tanıyor.