Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hükümet Reformu Komitesi'nin federal sırların açıklığa kavuşturulması görev gücü, 9 Eylül 2025 tarihinde, Tanımlanamayan Anormal Fenomenler (UAP) konusunda daha fazla şeffaflık ve bu konuda bilgi veren kişilerin korunması amacıyla kritik bir oturum gerçekleştirdi. Oturum, kamuoyunun hükümetin UAP'lerle ilgili çalışmalarına olan güvenini yeniden tesis etmeyi amaçlarken, tanıklıklar ve yapılan analizler, konunun ulusal güvenlik ve toplumsal farkındalık açısından taşıdığı önemin altını çizdi.
Oturumda, ABD Hava Kuvvetleri gazisi Jeffrey Nuccetelli, 2003 yılında Vandenberg Hava Kuvvetleri Üssü'nde tanık olduğu yaklaşık 100 yardadan uzun, 'parlayan kırmızı bir kare' ve büyük dikdörtgen bir hava aracını anlattı. ABD Donanması gazisi Kıdemli Baş Operasyon Uzmanı Alexandro Wiggins ise 15 Şubat 2023'te Kaliforniya kıyılarında gözlemlediği gelişmiş uçuş yeteneklerine sahip 'Sakız' şeklindeki UAP'leri paylaştı. Araştırmacı gazeteci George Knapp, UAP araştırmalarının tarihsel bağlamına ve hükümet bilgilerine erişimdeki zorluklara değinirken, eski Hava Kuvvetleri jeouzamsal istihbarat uzmanı Dylan Borland, 2012'de Langley Hava Kuvvetleri Üssü'nde üçgen şeklinde bir hava aracı gördüğünü ve olayı bildirdikten sonra misillemeye maruz kaldığını iddia etti. Bu tanıklıklar, UAP gözlemlerinin bireylerin yaşamlarını ve dünya görüşlerini derinden etkileyebileceğini gösterdi.
Bu oturum, ABD hükümetinin UAP çalışmalarını merkezileştirmek amacıyla 2022 yılında kurduğu Tüm Alan Anomali Çözüm Ofisi (AARO) gibi kurumların faaliyetlerinin de değerlendirilmesine olanak tanıdı. AARO'nun öncülü olan Tanımlanamayan Hava Fenomenleri Görev Gücü (UAPTF) 2020-2021 yılları arasında faaliyet göstermişti. ABD'nin UAP araştırmaları, 1948'deki Proje İşaret'ten başlayıp, Proje Grudge ve en bilineni olan Proje Mavi Kitap (1952-1969) ile devam eden uzun bir geçmişe sahip. Ancak, yıllarca süren spekülasyonlar ve şeffaflık eksikliği, kamuoyunda hükümetin bu konudaki bilgilerine karşı bir güvensizlik yaratmış durumda. Yapılan analizler, bu güvensizliğin giderilmesi için açık iletişimin ve muhbirlerin korunmasının hayati önem taşıdığını vurguluyor.
Oturumun temel odak noktalarından biri, UAP konusunda bilgi veren kişilerin misillemeden korunmasıydı. Milletvekilleri, muhbirlerin kariyerlerini, itibarlarını ve ailelerinin güvenliğini tehlikeye atmadan bilgi paylaşabilmeleri için daha güçlü yasal korumalara ihtiyaç duyulduğunu belirttiler. Mevcut muhbir koruma yasaları ve Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası (NDAA) gibi düzenlemeler bulunsa da, özellikle ulusal güvenlik bağlamında bu korumaların etkinliği konusunda endişeler dile getirildi. Askeri personelin UAP karşılaşmalarını bildirmelerinin kariyerlerini olumsuz etkilemeyeceğine dair güvenceye sahip olmaları gerektiği vurgulandı. Şeffaflığın, gerçeğin temeli olduğu ve tanıkların susturulmaması gerektiği yönündeki görüşler öne çıktı.
Bu oturum, ABD Kongresi'nin UAP konusuna artan ilgisinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Tanıklıklar ve uzman görüşleri, kapsamlı araştırmaların ve kamuoyunun merakını giderecek şekilde bilgi paylaşımının gerekliliğini ortaya koydu. Amaç, korku ve sansasyon yerine bilimsel titizlik ve nesnel sorgulama ile ilerlemektir. UAP'lerin anlaşılması ve kamuoyunun hükümet süreçlerine olan inancının yeniden inşa edilmesi yolunda, şeffaflık ve muhbirlerin korunması, bu yolculukta atılacak en önemli adımlardır.