Ünlü film yapımcısı John D. Boswell, bilinen adıyla Melodysheep, "ENGINEERING EARTH: Sci-fi Solutions to Earth's Problems" (Mühendislik Dünyası: Dünya'nın Sorunlarına Bilim Kurgu Çözümleri) adlı yeni belgeseliyle, insanlığın gezegenimizin geleceğini şekillendirme potansiyeline dair hem umut dolu hem de uyarıcı bir bakış sunuyor.
Haziran 2025'te yayınlanan film, insanlığın ve Dünya florasının uzun vadeli hayatta kalmasını sağlamayı amaçlayan spekülatif ve devam eden jeomühendislik projelerini inceliyor. Belgeselde, yörüngesel mega şehirler, Dünya etrafındaki halka koloniler ve Afrika'daki Büyük Yeşil Duvar gibi büyük ölçekli ekosistem mühendisliği girişimleri gibi iddialı konseptler ele alınıyor. Ayrıca, küresel bitki yaşamını korumada teknolojinin kritik rolünü vurgulayarak, bitki ve mikroorganizma biyomühendisliğindeki ilerlemelere de değiniliyor. Bu alandaki çalışmalar, bitkilerin kuraklık gibi stres koşullarına daha dayanıklı hale getirilmesini amaçlayarak tarımsal sürdürülebilirliği artırmayı hedefliyor.
Ancak "ENGINEERING EARTH", bu tür büyük müdahalelerin doğasında var olan risklerden kaçınmıyor. Film, öngörülemeyen iklimsel etkiler, bölgesel dengesizlikler ve hatta gezegensel sistemlerin kontrolünden kaynaklanabilecek silahlı çatışmalar gibi potansiyel tehlikeleri gözler önüne seriyor. Jeomühendislik projelerinin, iklim krizinin temel nedenlerini ele almadığı ve ekosistem çöküşünü hızlandırabileceği belirtiliyor. Bu tür müdahaleler, beklenmedik sonuçlar doğurabilir ve gezegenin hassas ekosistemleri üzerinde derin, öngörülemeyen ve potansiyel olarak geri döndürülemez etkilere yol açabilir.
Boswell, "İnsanlar uzun vadede Dünya'da hayatta kalmak istiyorlarsa, büyük düşünmek zorundayız. GERÇEKTEN büyük," diyerek, büyük ölçekli düşünmenin gerekliliğini vurguluyor. Bu bağlamda, Afrika'daki Büyük Yeşil Duvar projesi gibi girişimler, 2030 yılına kadar 100 milyon hektar bozulmuş araziyi restore etmeyi, 250 milyon ton karbondioksit yakalamayı ve 10 milyon iş yaratmayı hedefliyor. Bu proje, çölleşme ve arazi bozulmasıyla mücadele ederek toplulukların iklim değişikliğine uyum sağlamasına ve gıda güvenliğini iyileştirmesine yardımcı olmayı amaçlıyor.
Belgesel ayrıca, yörüngesel mega şehirler ve halka koloniler gibi bilim kurgu konseptlerini de araştırıyor. Bu tür yapılar, insanlığın uzayda uzun vadeli varlığını sürdürme potansiyelini temsil ederken, aynı zamanda bu tür devasa mühendislik projelerinin getirebileceği zorlukları ve riskleri de gözler önüne seriyor. Bu vizyonlar, insanlığın karşılaştığı zorluklara yaratıcı ve ileriye dönük çözümler arayışını yansıtıyor.