Kuzey Atlantik Sağ Balinası popülasyonunda, son on yıldaki endişe verici düşüşün ardından mütevazı bir yükseliş gözlemlendi. Mevcut tahminlere göre türün birey sayısı 384'e ulaşarak bir önceki yıla göre 8'lik bir artış kaydetti. Bu olumlu ivme, türün varlığını sürdürme mücadelesinde bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir; zira bu canlılar, okyanuslardaki yaşamın hassas dengesinin önemli bir göstergesidir.
Bu son artış, güçlendirilmiş koruma çabalarına bağlanıyor. Bu çabalar arasında gemi çarpmalarına karşı daha sıkı düzenlemeler ve balıkçılık ekipmanlarına dolanma riskini azaltmaya yönelik tedbirler bulunuyor. Hatta, Eylül 2023'te Biden-Harris Yönetimi, bu türün risk azaltma teknolojilerini desteklemek amacıyla 82 milyon dolarlık bir fon ayırdığını duyurmuştu. Bu tür adımlar, dışsal koşulların iyileştirilmesi için gösterilen kolektif iradenin somut bir sonucudur.
Ancak, bu umut verici eğilime rağmen, Kuzey Atlantik Sağ Balinası kritik tehlike altında olmaya devam ediyor. Özellikle üreme yeteneğine sahip dişilerin sayısının 70'in altında seyretmesi, türün geleceğinin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Kuzey Atlantik Sağ Balinası Konsorsiyumu, türün uzun vadeli devamlılığı için sürekli koruma çabalarının şart olduğunu vurgulamaktadır.
Bu türün karşılaştığı zorluklar, sadece balinalara özgü olmayıp, genel olarak deniz yaşamının insan faaliyetleriyle olan karmaşık etkileşimini yansıtmaktadır. Araştırmalar, bu balinaların yaşam sürelerinin insan kaynaklı ölümler nedeniyle ciddi şekilde etkilendiğini ortaya koymaktadır. Geleneksel olarak 70 yıl yaşaması beklenen Kuzey Atlantik Sağ Balinalarının mevcut ortalama yaşam süresinin yalnızca 22 yıl olduğu ve nadiren 50 yılı aştığı tespit edilmiştir. Bu dramatik fark, balıkçı ağlarına dolanma ve gemi çarpışmaları gibi faktörlerin yıkıcı etkisini gözler önüne sermektedir.
Geçmişte, 2017'de altı bireyin Kanada'nın St. Lawrence Körfezi'nde ölmesi gibi olaylar, popülasyonun ne kadar savunmasız olduğunu göstermişti; bu ölümlerin en az üçü gemi çarpması sonucu gerçekleşmişti. Balinalar, okyanusların sağlığının göstergeleri olup, yaşamları boyunca önemli miktarda karbon tutarak ekosisteme katkıda bulunurlar. Mevcut iyileşme, koruma stratejilerinin doğru bir içsel uyumla uygulandığında dışsal sonuçları nasıl olumlu yönde değiştirebileceğinin bir kanıtı olarak kabul edilmektedir.