Comporta: Pirinç Tarlalarından Portekiz Lüksünün Merkezi ve Ekolojik Riskler
Düzenleyen: Irina Davgaleva
Portekiz'in güneybatı kıyısında yer alan Comporta bölgesi, son yıllarda olağanüstü ve hızlı bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Eskiden ağırlıklı olarak pirinç yetiştiriciliği gibi geleneksel tarımsal faaliyetleriyle tanınan ve uzun süre Espírito Santo bankacılık ailesinin güçlü etkisi altında kalan bu topraklar, artık küresel çapta zengin yatırımcıların ve uluslararası ünlülerin yeni cazibe merkezi haline geldi. Bu hızlı değişim, bölgeye hızla “Yeni Portekiz Rivierası” lakabını kazandırdı ve özellikle lüks konaklama sektörüne yönelik devasa yatırımları kendine çekiyor.
Bölgenin ekonomik konumlanmasındaki bu köklü değişiklik, sahaya inen somut ve büyük projelerle açıkça görülüyor. Örneğin, Ando Living şirketi, her biri özel yüzme havuzuna ve nefes kesen panoramik manzaralara sahip on altı adet modern lüks villa inşa ederek bu dönüşüme öncülük etti. Buna ek olarak, 400 hektarlık geniş Pinheirinho arazisinde, sürdürülebilir kalkınma ve kapsamlı sağlıklı yaşam uygulamalarına odaklanan büyük bir Six Senses tatil köyünün 2028 yılında kapılarını açması planlanıyor. Bu inşaat ve gelişim patlaması, özellikle Espírito Santo ailesinin 2011 yılında yaşanan bankacılık krizinin ardından ellerindeki geniş arazileri elden çıkarmak zorunda kalmasıyla önemli bir ivme kazandı.
Özel konut komplekslerinin ve golf sahalarının hızla inşa edilmesi, yerel ekonomiyi canlandırmasına rağmen, çevreciler arasında derin endişelere yol açıyor. Dunas Livres (Özgür Kumullar) adını taşıyan aktivist grubu, yüzlerce hektarlık alanı kapsayacak şekilde planlanan sekiz mega projenin hayata geçirilmesinin, halihazırda su kıtlığı yaşayan bölgedeki su tüketimini ciddi ölçüde artıracağı konusunda net uyarılar yapıyor. Bu durum, bölgenin hassas ekosistemleri, özellikle de kumullar, çam ormanları ve geleneksel pirinç tarlaları üzerinde geri dönüşü olmayan zararlar yaratma potansiyeli taşıyan gerçek bir risk teşkil ediyor.
Bu lüks odaklı dönüşüm, Comporta'nın yerel sosyal dokusunu da derinden etkiledi. Emlak piyasasında fiyatlar astronomik seviyelere ulaştı: Eskiden 20.000 avro gibi mütevazı bir değere sahip olan bir ev, bugün bir milyon avroya kadar alıcı bulabiliyor. Yerel halk, bu hızlı inşaat temposunun mevcut toplumun çıkarlarını ve bölgenin doğal ve kültürel mirasını göz ardı ettiğinden endişe ediyor. Yerel bir tavernanın sahibi olan Belinda Sobral, meselenin turizmin varlığı değil, Comporta'nın köklü sakinlerine gereken saygı gösterilmeden, aceleci ve plansız bir şekilde uygulanma biçimi olduğunu vurguluyor.
Geliştiriciler, yükselen eleştirilere karşı sessiz kalmıyor. Vanguard Properties gibi büyük inşaat firmaları, yasal zorunlulukların ötesine geçen çevresel ilkelere bağlılıklarını beyan ediyorlar. Bölgenin ekolojik değerini artırmak ve korumak amacıyla BREEAM® sertifikasyon sistemini uyguluyorlar ve Comporta Future adında bir dernek kurdular. Sonuç olarak, Comporta'nın geçirdiği bu kapsamlı değişim, elit inşaat faaliyetlerinin yarattığı ikili etkiyi açıkça ortaya koyuyor: Ekonomik kazançlar, artan sosyal ve çevresel gerilimlerle çatışma halinde. Bu durum, uzun vadeli sürdürülebilir bir denge lehine bilinçli ve dikkatli kararlar alınmasını zorunlu kılıyor.
Kaynaklar
ISTOÉ Independente
Idealista
Luxury Travel Advisor
Architectural Digest
Bu konudaki diğer haberlere göz atın:
Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?
Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.
