Doğada Vakit Geçirmek Anlam ve Tatmin Duygusunu Artırıyor

Düzenleyen: Liliya Shabalina

Finlandiya'daki Turku Üniversitesi'nde yapılan yeni araştırmalar, doğada, özellikle de ormanlarda zaman geçirmenin, anlık hazdan farklı olarak yaşam boyu süren anlam ve tatmin duygusuyla karakterize edilen "eudaimonik iyilik halini" önemli ölçüde geliştirdiğini ortaya koyuyor.

Çalışmaya katılan 158 kişi üzerinde yapılan anketler, hem genç yetişkinlerin hem de yaşlıların doğayla etkileşimden benzer faydalar elde ettiğini gösterdi. Katılımcılar, kendilerini daha fazla kabul ettiklerini ve kişisel değerlerini daha net anladıklarını bildirdiler. Doğayla etkileşim, bireylerin kendileriyle, başkalarıyla ve daha geniş dünyayla daha derin bir bağ kurmalarına olanak tanıdı. Doktora araştırmacısı Joha Järekari'ye göre, doğada geçirilen zaman bireylerin yaşam önceliklerini belirlemelerine yardımcı olarak özerkliği ve kişisel gelişimi destekliyor.

Araştırma ayrıca, doğa temelli turizmde ortak tasarımın, deneyimlerin kullanıcıların olumlu değişim ihtiyaçlarıyla uyumlu olmasını sağlayarak derin kişisel dönüşümü desteklemedeki değerini vurguluyor. Eudaimonik iyilik hali, yaşamın anlamını, amacını, kişisel gelişimi ve olumlu ilişkileri merkeze alırken, hedonik iyilik hali daha çok anlık haz ve zevk peşinde koşmayı ifade eder. Doğanın bu derin iyilik halini nasıl beslediği, stres azaltma ve ruh halini iyileştirme gibi bilinen faydalarının ötesine geçiyor.

Uzmanlar, doğada geçirilen zamanın, bireylerin kendilerini daha iyi anlamalarına, değerleriyle bağlantı kurmalarına ve yaşamda daha güçlü bir amaç duygusu geliştirmelerine yardımcı olduğunu belirtiyor. Örneğin, doğada geçirilen 120 dakikanın genel sağlık ve iyilik halini iyileştirdiği araştırmalarla destekleniyor. Çalışma, farklı yaş gruplarının doğayla etkileşim biçimlerinde bazı farklılıklar olsa da, deneyimlerin çoğunun kuşaklar arası ortak noktalar taşıdığını gösterdi.

Hem genç hem de yaşlı katılımcılar, doğanın yargılayıcı olmayan bir alan sunduğunu ve bunun da kendilerini daha rahat kabul etmelerine olumlu yansıdığını ifade ettiler. Yaşlılar için doğa, torunlarla geçirilen zaman ve maneviyatla iç içe geçerken, gençler için daha çok yalnızlık ve içsel keşif alanı olarak öne çıktı. Ancak her iki grup da doğayla kurdukları bağın, kendileriyle, çevreleriyle ve hatta diğer canlılarla daha derin bir bağlantı kurmalarını sağladığını belirtti.

Doğanın bu dönüştürücü gücünden yararlanmak için doğa temelli turizmde ortak tasarım yaklaşımlarının önemi de vurgulanıyor. Bu tür deneyimler, bireylerin kişisel gelişimlerini desteklerken, doğanın sunduğu yenileyici ve dönüştürücü potansiyeli tam anlamıyla ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Bu, sadece bir kaçış noktası olmanın ötesinde, bireylerin kimliklerini güçlendirmelerine ve yaşamı daha derin bir perspektiften anlamlandırmalarına yardımcı oluyor. Bu bulgular, doğanın sadece fiziksel ve zihinsel bir rahatlama sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda bireylerin yaşam amaçlarını bulmalarına, kendilerini daha iyi anlamalarına ve daha tatmin edici bir yaşam sürmelerine de aracılık ettiğini gösteriyor. Doğayla kurulan bu güçlü bağ, günümüz dünyasında karşılaşılan zorluklar karşısında bir denge unsuru olarak öne çıkıyor.

Kaynaklar

  • KOMPAS.com

  • Nature experiences bring depth and meaning to life, study suggests

  • New study highlights the importance of co-designing nature-based wellbeing tourism experiences

  • Growing Evidence for the Healing Power of ‘Forest Therapy’

  • Forest Bathing - Well-being from Nature in Salo

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.