Beyin Aktivitesinin Erken Evreleri Koku Nesnelliğini Nasıl Kodluyor: Yeni Araştırma Sonuçları

Düzenleyen: Elena HealthEnergy

Koku bilgisi işleme

Kasım 2025'te The Journal of Neuroscience dergisinde yayımlanan çığır açıcı bir çalışma, koku bilgisinin nesnel işlenişi ile öznel duygusal tepkiler arasındaki ayrımı netleştiren belirgin zamansal beyin aktivitesi modellerini ortaya koydu. Bu bulgu, koku alma bozukluklarının teşhis ve tedavisine yönelik objektif yöntemlerin geliştirilmesi yolunda büyük bir potansiyel taşıyor.

Tokyo Üniversitesi'nden Masako Okamoto liderliğindeki araştırma ekibi, gönüllüler üzerinde yüksek yoğunluklu elektroensefalografi (EEG) kullanarak, koku algılama, ayırt etme ve tanımlama görevleri sırasında beyinlerinin elektriksel aktivitesini titizlikle kaydetti. Elde edilen ana sonuç, koku moleküllerinin temel fiziksel ve kimyasal özelliklerinin, koku alındıktan sonraki 80 milisaniyede başlayıp 370 milisaniyede zirveye ulaşan, teta frekans aralığındaki (yaklaşık 4 Hz) beyin aktivitesi tarafından kodlandığı yönündedir.

Profesör Okamoto'nun vurguladığı gibi, beynin bu erken evredeki temel işlevi, koku ayırt etme davranışını desteklemek amacıyla nesnel moleküler özellikleri kodlamaktır. Bu erken teta kodlamasına dayalı olarak yapılan deşifreleme doğruluğu, katılımcıların farklı kokuları başarıyla ayırt etme yetenekleriyle doğrudan ilişkilendirildi. Dahası, katılımcıların kokuları doğru bir şekilde ayırt ettiği denemelerde deşifreleme doğruluğunun daha yüksek çıkması, bu başlangıç sinyalinin koku davranışı için temel bir rol oynadığını kanıtlamaktadır.

Buna karşın, daha yavaş olan delta frekans aralığındaki (yaklaşık 1-3 Hz) aktivite daha geç ortaya çıktı. Bu aktivite, koku alındıktan yaklaşık 720 milisaniye sonra belirginleşti ve yalnızca kokunun öznel hoşluk algısıyla ilişkilendirildi. Bu geç delta aktivitesi, nesnel koku ayırt etme becerileriyle korelasyon göstermezken, günlük yaşamda kokulara karşı daha belirgin duygusal tepkilerle bağlantılıydı.

Mugihiko Kato ve Kazushige Tohara gibi araştırmacıların da yer aldığı ekip, on farklı çeşitli kokunun hassas bir şekilde sunulmasını sağlayan özel olarak tasarlanmış bir cihaz kullandı. Bu sayede, kokuların beyinde ne zaman ve nerede işlendiği yüksek zamansal çözünürlükle tespit edilebildi. Bu ayrışmış beyin aktivitesi paternleri, beynin kimyasal girdiyi bilinçli duyusal ve duygusal deneyimlere nasıl dönüştürdüğünün anlaşılmasında kritik bir aşamayı temsil ediyor. Bu keşfin değeri, öznel raporlara bağımlılığı azaltarak koku bozukluklarının objektif değerlendirilmesi için araçlar geliştirme potansiyelinde yatmaktadır.

EEG ile yapılan koku değerlendirmesi, yüksek maliyeti nedeniyle şu an için rutin klinik uygulamadan ziyade bilimsel araştırmalarda daha yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu durum, teknolojinin yaygınlaşması önündeki önemli bir engel teşkil etmektedir.

Özetle, erken teta kodlaması, kokuya dayalı davranışlar için nöral temeli oluşturmakta; kimyasal-fiziksel gerçekliği, duygusal değerlendirmeden net bir şekilde ayırmaktadır. Bu ayrım, duyusal algının temel mekanizmalarını aydınlatmaktadır.

Kaynaklar

  • News Millenium

  • EurekAlert! Science News

  • NotiPress

  • The University of Tokyo

  • The Journal of Neuroscience

  • Neuroscience News

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.