Küresel Yeşil Ekonomi 5 Trilyon Doları Aştı: 2030'a Kadar 7 Trilyon Dolara Yükselmesi Bekleniyor

Düzenleyen: Tatyana Hurynovich

Dünya genelindeki yeşil ekonomi, 2025 yılının Aralık ayında yayımlanan Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ile Boston Consulting Group'un (BCG) ortak raporuna göre, yıllık beş trilyon ABD doları sınırını geçti. Son on yılda bu sektör, teknoloji endüstrisinin ardından dünyanın en hızlı büyüyen ikinci alanı olarak konumunu sağlamlaştırdı. Rapor, "Milyarlarca Dolarlık Pazar: Yeşil Ekonomide Büyüme İçin CEO Rehberi" başlığını taşıyor ve sürdürülebilir iş modellerinin, şirketlere gelir artışı ve daha düşük borçlanma maliyeti gibi somut finansal avantajlar sunduğunu vurguluyor.

Bu ivmelenmenin arkasındaki temel itici güç, özellikle Çin'in bu alandaki baskın yatırımları sayesinde temiz teknolojilerin operasyonel maliyetlerindeki çarpıcı düşüş oldu. 2010 yılından bu yana, güneş enerjisi (fotovoltaik) sistemleri ile lityum iyon bataryaların maliyetleri yaklaşık yüzde 90 oranında azalırken, deniz üstü rüzgar enerjisi maliyetleri de yüzde 50 oranında geriledi. Bu fiyat indirimleri, emisyonları azaltmaya yönelik birçok çözümün maliyet açısından rekabetçi hale gelmesini sağladı. Aynı dönemde, sürdürülebilir altyapı ve gelişmiş soğutma sistemleri gibi adaptasyon çözümlerine yapılan yatırımlar, yıllık 1,1 trilyon ABD dolarına ulaşarak toplam iklim yatırımlarının yüzde 20'sinden fazlasını oluşturdu.

Sürdürülebilirliği iş yapısına entegre eden şirketler için elde edilen finansal getiriler ölçülebilir düzeyde. Binlerce halka açık şirketin analizi, 2020'den bu yana yeşil odaklı iş kollarından elde edilen gelirlerin, geleneksel iş kollarından elde edilen gelirlere kıyasla iki kat daha hızlı büyüdüğünü gösteriyor. Dahası, gelirlerinin en az yüzde 50'sini yeşil pazarlardan sağlayan firmalar, rakiplerine kıyasla ortalama yüzde 12 ila 15 arasında daha yüksek bir değerleme primi sergiliyor. Bölgesel bir örnek olarak, Güney Afrika'da yeşil ekonominin bölgesel değeri 85 trilyon Güney Afrika Randı olarak hesaplanmıştır.

Makroekonomik belirsizlikler devam etse de, yeşil teknolojilere yönelik toplam yatırım miktarı rekor seviyelere ulaşmaya devam ediyor. WEF ve BCG, küresel emisyonların azaltılması için gerekenlerin yarısından fazlasının, halihazırda ekonomik olarak rekabetçi çözümlerle giderilebileceğini belirtiyor. Bununla birlikte, derin dekarbonizasyon için kritik öneme sahip teknolojilerin yüzde 20'si hala fiyat dezavantajlarıyla karşı karşıya ve bu durum, hedefli devlet ve sektör desteği gerektiriyor. Çin, yeşil teknoloji dağıtımı, yatırım ve inovasyon konularında diğer ülkeleri geride bırakarak küresel lider konumunu pekiştirdi.

WEF İklim ve Doğal Ekonomi Başkanı Pim Walder'ın da ifade ettiği gibi, yeşil ekonomi uzak bir vizyon değil, mevcut on yılın temel büyüme motorudur. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi olgunlaşmış çözümler fiyat rekabetçiliğine ulaşmışken, düşük karbonlu hidrojen ve Karbon Yakalama, Kullanma ve Depolama (CCUS) gibi alanlar maliyetleri düşürmek için ek desteğe ihtiyaç duyuyor. Sektörün 2030 yılına kadar 7 trilyon dolara ulaşacağı tahmini, sürdürülebilirliğin artık küresel pazarda rekabet avantajının ayrılmaz bir parçası olduğunu kanıtlamaktadır.

6 Görüntülenme

Kaynaklar

  • Voice of the Cape

  • RECYCLING magazine

  • BCG

  • BusinessGreen News

  • The Economic Times

  • IT-Online

Bir hata veya yanlışlık buldunuz mu?

Yorumlarınızı en kısa sürede değerlendireceğiz.