Amerika Birleşik Devletleri, Haiti Ulusal Polisi'ni (HNP) desteklemek ve ülkedeki artan çete şiddetiyle mücadele etmek amacıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne çok uluslu bir güvenlik misyonu konuşlandırmak için bir karar tasarısı sundu. Bu girişim, Temmuz 2021'deki Cumhurbaşkanı Jovenel Moïse suikastından bu yana güvenlik durumunun giderek kötüleştiği Haiti'deki insani krize uluslararası bir yanıt olarak öne çıkıyor.
Mayıs 2025 itibarıyla başkent Port-au-Prince'in yaklaşık %90'ını kontrol eden çeteler, 2025'in ilk yarısında 4.000'den fazla kişinin ölümüne ve 1,3 milyondan fazla kişinin yerinden edilmesine neden oldu. Birleşmiş Milletler'in (BM) raporlarına göre, 2025'in başından bu yana cinsel şiddette de keskin bir artış yaşanıyor ve bu durum özellikle kadınlar ile kız çocuklarını olumsuz etkiliyor. Viv Ansanm gibi güçlü çeteler, Haiti Ulusal Polisi üzerinde büyük bir baskı oluşturarak polisin kapasitesini artırma ve ülkedeki düzeni yeniden sağlama ihtiyacını acil hale getiriyor. ABD'nin teklifinin başarısı, özellikle Çin ve Rusya gibi Güvenlik Konseyi üyelerinin işbirliğine bağlı. Çin, misyonun BM barış gücü operasyonuna dönüştürülmesine karşı çıkarken, Rusya da sahadaki koşulların uygun olmadığını savunuyor. Buna karşılık ABD, Kenya liderliğindeki çok uluslu güvenlik destek misyonunun (MSS) çeteleri püskürtme, silahları ele geçirme ve sivilleri koruma çabalarında başarılı olduğunu belirtiyor.
BM Entegre Ofisi'nin (BINUH) görev süresi Temmuz 2025'e kadar uzatılmış olsa da, Haiti'deki güvenlik durumu kritikliğini koruyor. 2024'ün sonlarında ve 2025'in başlarında Artibonite ve Centre bölgelerinde artan çete şiddeti, 1.000'den fazla kişinin ölümüne ve yüz binlerce kişinin yerinden edilmesine yol açtı. Bu durum, şiddetin başkent dışına yayıldığını ve bölgesel istikrarı tehdit ettiğini gösteriyor. Özellikle Pont Sondé'de Ekim 2024'te yaşanan ve 100'den fazla kişinin hayatını kaybettiği toplu katliam, şiddet döngüsünde önemli bir dönüm noktası oldu. ABD'nin sunduğu karar tasarısı, Haiti'nin güvenlik ve insani krizine yönelik uluslararası toplumun kararlılığını vurguluyor. Misyonun başarılı olması, sadece güvenlik operasyonlarına değil, aynı zamanda kapsamlı siyasi ve insani desteğe de bağlı olacaktır. Haiti'nin kendi liderliğinde bir siyasi süreci ilerletme ve seçimleri gerçekleştirme çabaları, uluslararası desteğin etkinliği açısından kritik öneme sahip.