Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rusya ile olası bir barış anlaşması görüşmeleri öncesinde, ülkesinin toprak bütünlüğünden taviz verilmeyeceğini kesin bir dille ifade etti. Zelenski, Ukrayna'nın hiçbir toprağını Rusya'ya bırakmayacağını vurgulayarak, bu konunun Ukrayna Anayasası'nda yer aldığını ve kimsenin bu çizgiden sapamayacağını belirtti.
Bu açıklama, ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Ukrayna'daki savaşla ilgili bir barış anlaşmasının ele alınacağı planlanan zirve öncesinde geldi. Zirvenin 15 Ağustos 2025'te Alaska'da yapılması planlanıyor. Zelenski, herhangi bir barış anlaşmasının meşru ve etkili olabilmesi için Ukrayna'nın katılımının şart olduğunu belirtti. Ukrayna'nın dahil olmadığı kararların "ölü çözümler" olacağını ve barışı getirmeyeceğini ifade eden Zelenski, barışçıl bir çözüm için gerçekçi adımlar atmaya hazır olduklarını ancak bunun "onurlu bir barış" olması gerektiğini söyledi.
Ukrayna'nın toprak bütünlüğünden taviz verilmesi yönündeki önerilerin, geçmişte benzeri görülmemiş bir durum olmadığını gösteriyor. Tarihsel olarak, "toprak için barış" anlaşmaları, özellikle saldırgan devletlerle yapıldığında, çatışmaları sona erdirmek yerine ertelemeye ve agresörlere yeniden toparlanma fırsatı vermeye hizmet etmiştir. Örneğin, 1938 Münih Anlaşması, Çekoslovakya'nın topraklarının ilhakına izin vererek Hitler'in daha fazla yayılmacılığının önünü açmış ve II. Dünya Savaşı'na yol açmıştır. Benzer şekilde, Vietnam Savaşı'ndaki barış anlaşmaları da, toprak tavizleri içermesine rağmen kalıcı bir barış sağlamakta yetersiz kalmıştır.
ABD ve Rusya yetkililerinin, savaşın sona ermesi karşılığında Rusya'nın işgal ettiği topraklara sahip çıkmasını sağlayacak bir anlaşma üzerinde çalıştığına dair raporlar bulunuyor. Bu durum, Batılı liderler ve Ukraynalı yetkililer arasında, olası barış anlaşması sonuçlarının Rus işgalini meşrulaştırabileceği yönünde endişelere yol açıyor. Ukrayna yetkilileri, kaybettikleri toprakları geri alma konusundaki mevcut yeteneklerini kabul eden bir barış anlaşmasını değerlendirmeye sınırlı bir isteklilik gösteriyor. Ancak Zelenski'nin toprak bütünlüğü konusundaki kararlı duruşu, Ukrayna'nın egemenliğine olan bağlılığını ve uluslararası hukukun temel ilkelerine olan inancını yansıtıyor. Bu zirve, Ukrayna'nın geleceği ve bölgesel istikrar açısından kritik bir diplomatik dönüm noktasını temsil ediyor. Zelenski'nin tavizsiz tutumu, Ukrayna'nın kendi kaderini tayin hakkını ve toprak bütünlüğünü koruma konusundaki sarsılmaz iradesini ortaya koyuyor. Uluslararası toplum, bu hassas süreçte Ukrayna'nın sesinin duyulmasını ve adil bir barışın tesis edilmesini umut ediyor.