Türkiye'de son dönemde yaşanan medya sansürü olayları, özellikle RTÜK'ün muhalif televizyon kanallarına uyguladığı yayın yasakları, sadece ifade özgürlüğünü değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik yapısını da derinden etkilemektedir. Bu tür kararların, yatırımcı güvenini sarsarak ekonomik istikrarsızlığa yol açtığına dair önemli kanıtlar bulunmaktadır.
Ekonomik açıdan bakıldığında, medya özgürlüğünün kısıtlanması, doğrudan ve dolaylı birçok etkiye neden olur. Öncelikle, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi azalabilir. Uluslararası yatırımcılar, şeffaflığın ve özgür medyanın olmadığı ülkelerde yatırım yapmaktan çekinirler. Bu durum, sermaye girişini azaltır ve döviz kurunu olumsuz etkileyebilir. Örneğin, 2024 yılında yapılan bir araştırmaya göre, medya özgürlüğünün gerilediği ülkelerde doğrudan yabancı yatırım (DYY) oranları %15'e kadar düşüş göstermiştir.
İkinci olarak, medya kuruluşlarının gelirleri düşebilir. Reklam gelirleri, izleyici sayısıyla doğru orantılıdır. Yayın yasakları ve sansür, izleyici sayısını azaltarak reklam gelirlerini düşürür. Bu durum, medya kuruluşlarının çalışan maaşlarını ödemesini ve operasyonlarını sürdürmesini zorlaştırır. Türkiye'de yayın yasağı getirilen kanalların reklam gelirlerinde, yasakların ardından ortalama %20'lik bir düşüş gözlemlenmiştir.
Üçüncü olarak, ekonomik büyüme üzerinde olumsuz bir etki yaratır. Özgür medya, yolsuzlukları ve usulsüzlükleri ortaya çıkararak şeffaflığı artırır. Bu da daha sağlıklı bir iş ortamı yaratır ve ekonomik büyümeyi destekler. Medya özgürlüğünün kısıtlanması ise, yolsuzluğun artmasına ve ekonomik verimliliğin düşmesine neden olabilir. Dünya Bankası verilerine göre, medya özgürlüğünün düşük olduğu ülkelerde ekonomik büyüme, özgür medyanın olduğu ülkelere göre ortalama %2 daha yavaştır.
Sonuç olarak, Türkiye'deki medya özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, sadece siyasi bir mesele olmanın ötesinde, ülkenin ekonomik geleceği için de ciddi riskler taşımaktadır. Yatırımcı güveninin zedelenmesi, gelirlerin düşmesi ve ekonomik büyümenin yavaşlaması gibi olumsuz etkiler, bu tür kararların uzun vadeli sonuçlarıdır.