Küba, 1990'ların başındaki "Özel Dönem"den bu yana, ekonomik zorluklar ve siyasi gerginliklerle dolu bir yolculuktan geçti. Bu dönemde, Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle birlikte, Küba ekonomisi büyük bir darbe aldı. Ülke, temel ihtiyaçların kıtlığı, enerji kesintileri ve artan enflasyonla karşı karşıya kaldı. Bu zorluklar, halkın yaşam kalitesini olumsuz etkiledi ve hükümete karşı hoşnutsuzluğun artmasına neden oldu.
1990'ların ortalarında, hükümet ekonomiyi canlandırmak için bazı reformlar başlattı. Özel işletmelerin kurulmasına izin verildi ve turizm sektörü geliştirildi. Ancak, ABD'nin uyguladığı ambargo, ülkenin ekonomik gelişimini engellemeye devam etti. 2000'li yıllarda, Venezuela ile yapılan petrol anlaşması sayesinde Küba ekonomisi bir nebze rahatladı. Ancak, 2020'de COVID-19 pandemisi ve ABD yaptırımlarının sıkılaştırılması, ekonomiyi tekrar olumsuz etkiledi. Bu durum, gıda ve ilaç kıtlığına, artan fiyatlara ve düşen maaşlara yol açtı.
2021'de yaşanan protestolar, Küba tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Halk, ekonomik zorlukları, siyasi baskıları ve sivil özgürlüklerin kısıtlanmasını protesto etti. Bu protestolar, 1994'teki "Maleconazo" olaylarından bu yana görülen en büyük hükümet karşıtı gösterilerdi. Hükümet, protestolara sert bir şekilde karşılık verdi, yüzlerce kişiyi tutukladı ve göstericilere karşı cezai işlemler başlattı. Bu olaylar, Küba'nın geleceği ve siyasi yapısı hakkında önemli soruları gündeme getirdi.
Küba'nın tarihi, ekonomik zorluklar ve siyasi mücadelelerle dolu. Ülke, geçmişte olduğu gibi, gelecekte de bu zorluklarla başa çıkmak ve daha iyi bir gelecek inşa etmek için çabalayacak. Küba'nın geleceği, ekonomik reformların başarısına, uluslararası ilişkilerin seyrine ve halkın taleplerine bağlı olacak.