Başkan Donald Trump, 11 Ağustos 2025 Pazartesi günü yaptığı açıklamada, başkent Washington D.C.'deki suç ve evsizlik sorunlarına yönelik kapsamlı bir müdahale planını duyurdu. Bu kapsamda, D.C. Metropoliten Polis Departmanı'nın federal kontrol altına alınacağını ve Ulusal Muhafızların şehre konuşlandırılacağını belirtti. Trump, bu adımla Washington D.C.'yi "suç, vahşet, karmaşa ve sefaletten kurtaracağını" ve "başkenti geri alacağını" ifade etti.
Trump'ın açıklamasına göre, 11 Ağustos 2025 "Kurtuluş Günü" olarak ilan edildi ve D.C. Anayasa'nın 740. Bölümü uyarınca doğrudan federal kontrol altına alındı. Ulusal Muhafızların "hukuku, düzeni ve kamu güvenliğini yeniden tesis etmeye yardımcı olmak" üzere konuşlandırılacağı bildirildi. Beyaz Saray yetkilileri, yaklaşık 800 askerin lojistik, ulaşım ve federal tesislerin korunması gibi konularda D.C. Metropoliten Polisi'ne destek olacağını belirtti. Bu askerlerin tutuklama yetkisi olmayacak ancak yerel kolluk kuvvetleri gelene kadar şüphelileri gözaltına alabilecek. Bu federal müdahale, Trump'ın daha önce Haziran 2025'te Los Angeles'ta yaşanan protestolar sırasında Ulusal Muhafızları görevlendirmesi ve Kaliforniya Valisi Gavin Newsom'un buna karşı çıkmasıyla yaşanan hukuki süreçleri akla getiriyor. Newsom, federal müdahalenin eyalet egemenliğini ihlal ettiğini savunarak dava açmıştı. Bu durum, federal ve yerel yönetimler arasındaki güç dengesi ve sivil özgürlükler üzerindeki potansiyel etkiler hakkında önemli tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Washington D.C. Belediye Başkanı Muriel Bowser, Trump'ın bu adımını eleştirerek, şehrin militarizasyonu ve yerel yönetişimin zayıflaması konusunda endişelerini dile getirdi. Bowser, suç oranlarının geçen yıla göre %26 düştüğünü belirterek, Trump'ın şehri "dünyanın en tehlikeli şehirlerinden biri" olarak tanımlamasına karşı çıktı. Bowser, federal müdahale yerine yerel inisiyatiflere ve hukuki boşlukların doldurulması gibi adımlara odaklanılmasının daha etkili olacağını savundu. Eleştirmenler, bu tür önlemlerin anayasal ilkeleri ve yerel sakinlerin haklarını ihlal edebileceği yönünde endişeler taşıyor. Buna karşılık, destekçiler ise federal müdahalenin düzeni yeniden sağlamak ve kamu güvenliği endişelerini gidermek için gerekli olduğunu savunuyor. Bu gelişmeler, ABD'de federalizm, yürütme erki ve iç güvenlik konularında süregelen tartışmaların bir yansıması olarak görülüyor.