Fizikçiler, evrenin genişlemesini ve madde dağılımını yönlendiren temel kuvvetin, varsayımsal inflaton parçacıkları yerine kütleçekim dalgaları olabileceğini öne süren yeni bir teori geliştirdi. Bu hipotez, evrenin erken dönemlerinin anlaşılmasına dair yeni bir bakış açısı sunuyor.
Kütleçekim dalgaları, kara delikler veya nötron yıldızları gibi devasa nesnelerin neden olduğu uzay-zamanda meydana gelen bozulmalar olarak tanımlanır. Bu dalgalar, evrendeki yıkıcı olaylardan bilgi taşıyarak bilim insanlarının kozmosu "dinlemesini" sağlar. Daha önceki teoriler, evrenin hızlı genişlemesinin inflaton adı verilen varsayımsal parçacıklar tarafından yönlendirildiğini savunuyordu. Ancak, inflatonların doğrudan kanıtının bulunamaması, bu modeller hakkında soruları beraberinde getirmişti. Physical Review Research'te yayımlanan yeni bir çalışma, bu durumu değiştirebilir.
Araştırmacılar, uzay-zamandaki tensör pertürbasyonları tarafından üretilen kütleçekim dalgalarının, ilkel plazmadaki yoğunluk dalgalanmalarını kendi başlarına yaratabileceğini ve bu dalgalanmaların evrenin erken genişlemesini sağlayabileceğini belirtiyor. Bu dalgalanmaların, zamanla yerçekimi etkisiyle birleşerek ilk yıldızların, galaksilerin ve kara deliklerin oluşumuna yol açtığı düşünülüyor. Bu yeni yaklaşım, evrenin erken evrimini açıklamak için spekülatif parçacıklara olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor.
Bu teori, evrenin erken dönemlerini açıklamak için spekülatif unsurlara dayanmak yerine, yerçekimi ve kuantum mekaniğinin yeterli olabileceğini gösteriyor. Teorik astrofizikçiler, bu önerinin basitliği ve doğrulanabilirliği nedeniyle heyecan verici olduğunu vurguluyor. Bilim insanları, bu hipotezin doğrulanması veya çürütülmesi için daha fazla deneysel kanıt ve gözlem gerektiğini belirtiyor. NANOGrav gibi projelerle yapılan kütleçekim dalgaları arka planı çalışmaları, bu teorilerin doğrulanması için önemli veriler sunmaktadır.
Bu yeni teori, evrenin genişlemesinin ardındaki itici gücün, karanlık enerji gibi varsayımsal kuvvetler yerine, uzay-zamanın kendi dinamiklerinden kaynaklanan kütleçekim dalgaları olabileceği fikrini desteklemektedir.