"Evreni tamamen yanlış anladığımızı düşünen Nobel Ödüllü bilim insanı." Bu alıntı, artan sayıda bilim insanının büyük bir bilimsel devrimin eşiğinde olduğuna inanmasıyla, fizik ve kozmolojinin mevcut durumunu özetliyor. Dünya çapındaki haber kuruluşları, bu alanlarda bir kriz rapor ediyor ve 'kozmolojinin standart modelinin' değiştirilmesi gerekebileceğini öne sürüyor.
Meselenin özü, evrenin temel anlayışında yatıyor. Bilim insanları, kozmosun şekli, boyutu ve işleyişi hakkındaki yerleşik teorileri sorguluyor. Buna, tüm fizik ve kozmolojinin temelini oluşturan kavramlar olan uzay ve zamanın özü de dahil.
Bu potansiyel devrimin temel itici güçlerinden biri, Einstein'ın dört boyutlu uzay-zaman sürekliliği kavramının hatalı olabileceğine inanılmasıdır. Bazı araştırmacılar, zamanın dördüncü boyut olmadığını, daha ziyade dördüncü bir uzaysal boyut içindeki hareketten ortaya çıktığını öne sürüyorlar. Bu bakış açısındaki değişiklik derin sonuçlar doğurabilir.
Tarihsel olarak, bilimsel devrimler önemli sosyal ve kültürel değişiklikleri tetikledi. Yaklaşan devrimin, insanların evrenin en temel özelliklerini anlama biçimlerini yeniden düşünmeye zorlayarak, şimdiye kadarki en büyük devrim olması öngörülüyor. Bu bilimsel anlayıştaki değişimin etkisinin, bilim camiasının ötesine uzanarak geniş kapsamlı olması bekleniyor.
Bir bilimsel devrim için koşullar olgunlaşmış durumda: Mevcut teorileri yeniden üretme, eksikliklerini açıklama ve yeni, test edilebilir tahminler yapma yeteneği. Bu unsurlar yerinde olduğunda, evreni anlama biçimimizde bir paradigma değişikliği kaçınılmaz görünüyor.