Ayaklarımızın altında saklı bir kaynakla çalışan bir dünya hayal edin. Oxford, Durham ve Toronto Üniversitelerinden araştırmacılar, yer kabuğundaki doğal hidrojen rezervlerine erişmek için çığır açan bir yaklaşım ortaya koydular. Nature Reviews Earth & Environment'ta ayrıntıları verilen bu keşif, enerji ortamımızda devrim yaratabilir.
Şu anda, endüstriyel hidrojen üretimi büyük ölçüde hidrokarbonlara dayanıyor ve küresel karbon emisyonlarına önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Yeni çalışma, Dünya'nın kıtasal kabuğunun son bir milyar yılda küresel enerji ihtiyaçlarını 170.000 yıl boyunca karşılayacak kadar hidrojen gazı ürettiğini öne sürüyor. Bu hidrojenin bir kısmı kaybolmuş olsa da, kalan miktar önemli bir fırsat sunuyor.
Ekip, ekonomik olarak uygulanabilir yatakları belirlemek için bir keşif stratejisi önerdi. Durham Üniversitesi'nden Profesör Jon Gluyas, "Helyum için başarılı bir keşif stratejisi geliştirdik ve 'temel prensipler'e benzer bir yaklaşım hidrojen için de benimsenebilir" dedi. Bu, hidrojen üreten, taşıyan ve koruyan jeolojik sistemleri anlamayı içeriyor.
Önemli bir husus, yeraltı organizmalarının hidrojeni tükettiği alanlardan kaçınmaktır. Toronto Üniversitesi'nden Profesör Barbara Sherwood Lollar, "Örneğin, yeraltı mikroplarının hidrojenden kolayca beslendiğini biliyoruz. Onları hidrojenle temas ettiren ortamlardan kaçınmak, ekonomik birikimlerde onu korumak için önemlidir" diye açıkladı. Bu keşif, daha temiz, daha sürdürülebilir bir enerji geleceğinin önünü açıyor.
Araştırmacılar, ticari olarak değerli jeolojik hidrojen yataklarını bulmak için Snowfox Discovery Ltd.'yi bile kurdular. Oxford Üniversitesi'nden Profesör Chris Ballentine, süreci bir sufle pişirmeye benzeterek, başarılı bir keşif için kesin ve tekrarlanabilir bir tarife duyulan ihtiyacı vurguladı. Bu, küresel olarak stratejik bir enerji kaynağına erişimi demokratikleştirebilir.