Bilim insanları ve meteoroloji kuruluşları, Pasifik Okyanusu'ndaki gelişmeleri yakından izleyerek, 2025 sonlarına doğru La Niña iklim olayının yeniden etkisini gösterme olasılığını değerlendiriyor. Şu anda El Niño-Güney Salınımı (ENSO) döngüsünün nötr bir fazında bulunuyoruz. Pasifik sularında gözlemlenen hafif soğuma eğilimi (-0.3°C), La Niña'nın oluşumu için bir öncü sinyal olarak kabul ediliyor.
La Niña, tropikal doğu Pasifik'teki deniz yüzeyi sularının normalden daha soğuk olmasıyla karakterize edilen bir iklim olayıdır ve küresel hava durumu örüntüleri üzerinde önemli etkilere sahiptir. Tarihsel olarak La Niña dönemleri, belirli bölgelerde yağışlarda artış veya azalış, sıcaklık dalgalanmaları ve diğer ekstrem hava olaylarına yol açmıştır. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) ve Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) gibi kurumların tahminlerine göre, La Niña'nın 2025 sonbaharından 2026 kışına kadar etkili olması bekleniyor.
Bu geçişin, özellikle Kuzey Amerika'nın kış mevsimi üzerinde belirgin etkileri olacağı öngörülüyor. Bazı analizler, bu durumun kasırga ve tornado sezonlarını da etkileyebileceğini belirtiyor. La Niña'nın küresel etkileri çeşitlilik göstermekle birlikte, bazı bölgeler için kuraklık, bazıları için ise aşırı yağış anlamına gelebilir. Geçmişte La Niña olayları, Güney Amerika'nın bazı bölgelerinde kuraklığa neden olurken, Afrika'nın doğusunda yağışların artarak sellere yol açtığı gözlemlenmiştir.
Tarım sektörü de bu değişimlerden doğrudan etkilenmektedir. Brezilya'da soya fasulyesi üretiminde artış beklentisi varken, ABD'nin güneyinde kuraklık koşulları buğday ve pamuk üretimini olumsuz etkileyebilir. Arjantin gibi önemli tahıl ihracatçısı ülkelerde ise kuraklık endişeleri, buğday, mısır ve soya fasulyesi rekoltelerini tehdit etmektedir.
Türkiye'ye olası etkileri konusunda ise uzmanlar, La Niña'nın doğrudan bir etki yaratmasa da, Atlantik üzerindeki hava akımlarını etkileyerek dolaylı yansımalar oluşturabileceğini belirtiyor. Meteoroloji mühendislerinin değerlendirmelerine göre, Türkiye'de kış aylarında ortalamanın üzerinde sıcaklıklar görülebileceği ancak soğuk hava dalgaları ve kar yağışı olasılığının da bulunduğu belirtiliyor. Kuraklığın sonbaharda etkisini sürdürmesi, yağışların ise aralık ve ocak aylarında artması bekleniyor.
Bilim insanları, La Niña'nın tekrarlayıcı doğası ve son yıllardaki sıklığı arasındaki ilişkiyi de yakından incelemektedir. Bazı araştırmalar, bu eğilimin insan kaynaklı iklim değişikliğinin bir sonucu olup olamayacağını tartışmaktadır. Bu döngülerin anlaşılması, gelecekteki hava durumu tahminlerinin doğruluğunu artırmak ve olası etkilerine karşı hazırlıklı olmak açısından büyük önem taşımaktadır.