Bilim insanları, Güneş'ten kaynaklanan güçlü bir koronal kütle atımının (CME) Dünya'ya ulaşmasıyla birlikte, 1 Eylül ile 2 Eylül 2025 tarihleri arasında G3 (güçlü) seviyesinde bir jeomanyetik fırtına beklendiğini duyurdu. Bu olay, Güneş'teki aktif bölge AR 4199'da 30 Ağustos 2025 tarihinde meydana gelen M2.7 sınıfı güneş patlamasının bir sonucudur.
NOAA'nın Uzay Hava Tahmin Merkezi (SWPC) tarafından yapılan uyarıya göre, Dünya'ya ulaşacak olan güneş rüzgarı akışı, bu güçlü jeomanyetik fırtınayı tetikleyebilir. Başlangıçta G2 (orta) seviyesinde bir fırtına öngörülse de, güneş rüzgarı akışının daha yoğun bir bölümünün Dünya'ya ulaşmasıyla bu durumun G3 seviyesine yükselebileceği belirtiliyor. Bu tür bir fırtına, normalde görülmeyen enlemlerde bile auroraların (kuzey ışıkları) gözlemlenmesine neden olabilir.
Teknolojik altyapılar açısından bakıldığında, bu jeomanyetik fırtınanın radyo iletişiminde kesintilere, uydu sistemlerinde arızalara ve enerji şebekelerinde kararsızlıklara yol açma potansiyeli bulunmaktadır. Ancak, bu durumun aşırı bir olay (G5 seviyesi) teşkil etmediği de vurgulanıyor. Güneş rüzgarının Dünya'ya ulaşması genellikle 48 ila 72 saat sürer ve bazen ardışık akışların birleşmesiyle etkileri artabilir.
Tarihsel olarak, 2014 yılında yaşanan X sınıfı bir patlamanın G3 seviyesinde bir jeomanyetik fırtınaya neden olduğu ve güç iletiminde ciddi sorunlara yol açmadığı bilinmektedir. Ancak, bu tür olayların tekrarlanması durumunda etkileri daha belirgin hale gelebilir. Jeomanyetik fırtınalar, Güneş'ten yayılan yüklü parçacıkların Dünya'nın manyetik alanı ile etkileşimi sonucu oluşur. Bu etkileşim, iletişim sistemleri, navigasyon ve enerji altyapısı üzerinde potansiyel riskler taşır.
Örneğin, 2025'in başlarında yaşanan benzer bir G3 fırtınası, uydu ve GPS sistemlerinde kesintilere yol açabileceği uyarısıyla dikkat çekmişti. Bu tür olaylar, teknolojik sistemlerin dayanıklılığını gözden geçirme ve gerekli önlemleri alma gerekliliğini ortaya koymaktadır. Aynı zamanda, bu doğa olayları, özellikle yüksek enlemlerde ve uygun atmosfer koşullarında, büyüleyici auroraların gözlemlenmesi için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Türkiye'de de geçmişte benzer jeomanyetik olaylar sonucunda auroraların gözlemlendiği rapor edilmiştir.