Derin denizler, piller ve akıllı telefonlar için gerekli olan kobalt, nikel ve nadir toprak elementleri de dahil olmak üzere mineral kaynaklarını kullanmak isteyenlerin artan tehdidi altında. Bu minerallerin çıkarılması, hükümetler, çevre grupları ve endüstriler arasında yoğun tartışmalara yol açan önemli çevresel riskler oluşturmaktadır.
Mevcut Durum ve Düzenlemeler
2025 itibarıyla, keşif faaliyetleri devam etmesine rağmen, ticari derin deniz madenciliği henüz başlamadı. Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi (ISA), uluslararası sularda madencilik için düzenlemeler geliştirmektedir ve nihai düzenlemelerin Temmuz 2025'te tamamlanması beklenmektedir. Bu düzenlemeler, kaynak çıkarımını kırılgan deniz ekosistemlerinin korunmasıyla dengelemeyi amaçlamaktadır. Ancak, çevresel standartlar, fayda paylaşımı ve ekolojik hasar sorumluluğu konusunda anlaşmazlıklar devam etmektedir.
Çevresel Riskler
Derin deniz madenciliği, habitat tahribatına, biyoçeşitlilik kaybına ve okyanus karbon depolamasının bozulmasına yol açabilir. Mineral yataklarının çıkarılması, derin deniz türleri için hayati öneme sahip habitatları yok edebilirken, sediment bulutları filtreyle beslenen organizmaları boğabilir ve besin ağlarını bozabilir. Madencilik ekipmanlarından kaynaklanan gürültü de deniz memelilerinin iletişimini engelleyebilir.
Uluslararası Bakış Açıları
Birçok ülke ve kuruluş, deniz ekosistemlerine potansiyel zararları nedeniyle derin deniz madenciliğine moratoryum uygulanmasını savunmaktadır. Ekonomik ve stratejik çıkarlar tarafından yönlendirilen bazı ülkeler, hızlı bir şekilde kullanıma alınmasını desteklemektedir. The Metals Company, Nauru gibi ülkelerin desteğiyle Haziran 2025'te ticari çıkarma için bir başvuru sunmayı planlamakta ve ISA'nın düzenleyici ilerlemesi üzerindeki incelemeyi yoğunlaştırmaktadır.
İleriye Doğru
Derin deniz madenciliğinin geleceği, ISA'nın deniz çevresini koruyan kapsamlı düzenlemeleri sonuçlandırma ve uygulama yeteneğine bağlıdır. Madenciliğin derin deniz ekosistemleri üzerindeki uzun vadeli etkilerine ilişkin bilgi boşluklarını gidermek ve koruyucu önlemlerin yerinde olmasını sağlamak çok önemlidir.