Uluslararası bir bilim insanları ekibi, Atlantik Okyanusu'nun tabanının altında, daha önce bilinmeyen devasa tatlı su rezervlerini ortaya çıkardı. Bu çığır açıcı keşif, küresel su kıtlığı sorununa karşı umut verici bir çözüm sunuyor.
Mayıs ve Temmuz 2025 tarihleri arasında Expedition 501 adlı araştırma kapsamında, Cape Cod açıklarında deniz tabanının yaklaşık 400 metre altına kadar sondaj yapıldı. Petrol sondajlarında kullanılan bir platform aracılığıyla, bilim insanları binlerce litre düşük tuzluluk oranına sahip tatlı su elde etmeyi başardılar. Bu keşfedilen su rezervlerinin, New York gibi büyük metropollerin su ihtiyacını yüzyıllarca karşılayabilecek potansiyele sahip olduğu tahmin ediliyor. Jeofizikçi Brandon Dugan'ın belirttiği gibi, "Burası Dünya'da tatlı su bulabileceğimiz son yerlerden biri."
Artan küresel nüfus ve azalan tatlı su kaynakları göz önüne alındığında, bu okyanus altı rezervleri, mevcut kaynakların tükenmesine karşı önemli bir alternatif oluşturabilir. Birleşmiş Milletler'in 2030 yılına kadar küresel tatlı su talebinin arzı %40 aşacağı öngörüsü, bu keşfin önemini daha da artırıyor. Bu devasa su yataklarının, son buzul çağından kalma olabileceği düşünülüyor.
Daha önceki araştırmalar, 1970'lerde petrol arama çalışmaları sırasında da okyanus tabanında tatlı su ceplerine rastlandığını gösteriyordu. Ancak bu keşifler, bu su birikintilerinin izole cepler mi yoksa daha geniş bir sistemin parçası mı olduğu konusunda netlik kazandırmamıştı. Yapılan son araştırmalar, bu akiferlerin tuzlu suya kıyasla daha düşük elektriksel iletkenliğe sahip olması nedeniyle elektromanyetik görüntüleme teknikleriyle tespit edilebildiğini ortaya koyuyor.
Bu keşfedilen tatlı su kaynaklarının tuzluluk oranının deniz suyuna göre çok daha düşük olması, tuzdan arındırma işleminin daha az enerjiyle gerçekleştirilebileceği anlamına geliyor. Bu durum, su kıtlığı çeken bölgeler için büyük bir potansiyel taşıyor. Bilim insanları, bu suyun kökenini ve akiferlere nasıl sızdığını anlamak için çalışmalarına devam ediyor.
Bu keşfin, küresel su krizine karşı önemli bir çözüm yolu sunması beklenirken, suyun çıkarılması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda teknik ve hukuki süreçlerin de ele alınması gerekecek. Bu yeni kaynaklar, kuraklık ve su sıkıntısı çeken bölgeler için umut ışığı yakıyor ve gelecekteki su güvenliği stratejilerinde kritik bir rol oynayabilir.