Arjantinli bilim insanları, Ağustos 2025'te Mar del Plata Sualtı Kanyonu'nda gerçekleştirdikleri keşif gezisinde yaklaşık 40 yeni deniz türü keşfettiklerini duyurdu. Arjantin Ulusal Bilimsel ve Teknik Araştırma Konseyi (CONICET) ile Schmidt Okyanus Enstitüsü iş birliğiyle düzenlenen ve R/V Falkor (too) araştırma gemisiyle gerçekleştirilen bu önemli görevde, gelişmiş teknolojiler kullanılarak Güney Atlantik Okyanusu'nun derinlikleri incelendi.
Keşif gezisi boyunca, 3.900 metre derinliğe kadar inebilen uzaktan kumandalı araç (ROV) SuBastian kullanıldı. Bu teknoloji sayesinde yapılan canlı yayınlar, YouTube'da günde 1,6 milyondan fazla görüntülenmeye ulaşarak büyük ilgi gördü. Bazı dalışlar aynı anda 50.000 izleyiciye ulaşırken, bu yayınlar aracılığıyla turuncu deniz yıldızları, yarı saydam mürekkep balıkları ve daha önce belgelenmemiş türler gibi çeşitli deniz organizmaları kamuoyuna tanıtıldı. Bu durum, deniz bilimine olan ilgiyi önemli ölçüde artırdı.
Bilim insanları, keşifleri sırasında 3.500 metrenin üzerindeki derinliklerde soğuk su mercan resiflerini de belgeledi. Keşfedilen türler arasında deniz anemonları, deniz hıyarları, deniz kestanesi, salyangozlar, mercanlar ve krinoidler gibi canlılar bulunuyor. Yeni türlerin doğrulanması için laboratuvar çalışmaları devam ederken, bu bulgular Güney Atlantik'teki derin deniz ekosistemlerinin ve biyoçeşitliliğin anlaşılmasına değerli katkılar sağlıyor.
Mar del Plata Kanyonu, Mar del Plata şehrinin yaklaşık 300 kilometre açıklarında yer alan ve en derin noktası 3.500 metreyi aşan, Arjantin'in en büyük su altı kanyonlarından biridir. Keşif gezisi sırasında 1.200 metrenin üzerindeki derinliklerde plastik atıkların tespit edilmesi, deniz kirliliğinin boyutunu da gözler önüne serdi. Toplanan tüm veriler, CONICET Digital, OBIS ve GenBank gibi açık erişimli veri tabanları aracılığıyla bilim camiası ve halkın erişimine sunulacak.
Bu keşif gezisi, bilimsel araştırmanın önemini vurgularken, aynı zamanda Arjantin halkı ile derin denizin harikaları arasında daha yakın bir bağ kurulmasına ve deniz koruma ile küresel çevre sorunlarına çözüm bulmada bilimin rolünün pekişmesine olanak tanıdı.