İngiltere'nin Wight Adası'nda, yaklaşık 125 milyon yıl öncesine, Erken Kretase dönemine ait fosillerin bulunmasıyla paleontoloji dünyasında yeni bir heyecan dalgası yaşanıyor. "Istiorachis macarthurae" olarak adlandırılan bu yeni dinozor türü, Portsmouth Üniversitesi ve Doğal Tarih Müzesi'nden bir doktora öğrencisi tarafından keşfedildi. Türün ismi, solo yelken yarışlarındaki olağanüstü başarılarıyla tanınan ve Wight Adası sakini olan Dame Ellen MacArthur'un anısına verildi.
Istiorachis macarthurae'nin fosil kalıntıları arasında omurlar, kaburgalar ve pelvisin bir kısmı bulunuyor. Bu dinozorun en dikkat çekici özelliği, omurlarında bulunan ve sırtında yelken benzeri bir yapı oluşturduğu düşünülen uzun nöral omurlardır. Benzer bir yapıya sahip olan Ouranosaurus gibi diğer iguanodont türleriyle karşılaştırıldığında, bu yelkenin işlevi konusunda çeşitli teoriler öne sürülmektedir. Bilim insanları, bu yapının vücut ısısını düzenleme veya yağ depolama gibi işlevlere hizmet etmiş olabileceğini düşünmektedir. Ancak, görsel sinyal verme, özellikle de çiftleşme ritüelleri sırasında eşleri etkilemek veya rakipleri caydırmak için kullanılmış olma ihtimali daha güçlü bir aday olarak öne çıkmaktadır. Modern sürüngenlerde de görülen bu tür yelkenimsi yapılar, genellikle erkeklerde sosyal etkileşimler için daha belirgin hale gelmektedir.
Wight Adası, Avrupa'nın en zengin dinozor fosili bölgelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Adanın Erken Kretase dönemine ait kaya oluşumları, yaklaşık 125 ila 110 milyon yıl öncesine dayanır. Bu dönemde ada, subtropikal bir iklime sahip, geniş bir nehir vadisi kompleksinin parçasıydı ve bu elverişli ortam, fosillerin oluşumu için ideal koşullar sağlamıştır. Wight Adası'ndan çıkan fosiller, paleontolojinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır; örneğin, bir iguanodont sakrumu, Richard Owen'ın 1842'de Dinosauria taksonunu icat etmesinde kritik bir rol oynamıştır. Bu keşifler, adanın paleontolojik önemini ve erken dönem dinozor ekosistemleri hakkındaki bilgilerimizi sürekli olarak genişlettiğini göstermektedir.
Istiorachis macarthurae'nin keşfi, Wight Adası'nın zengin paleontolojik mirasını bir kez daha vurgularken, iguanodont çeşitliliği hakkındaki anlayışımızı da derinleştirmektedir. Jeremy Lockwood gibi araştırmacıların, yıllardır müze koleksiyonlarında bulunan fosilleri titizlikle inceleyerek yeni türleri ortaya çıkarması, bilim dünyasına ışık tutmaktadır. Lockwood'un çalışmaları, Wight Adası'ndaki küçük iguanodontların bilinen çeşitliliğini önemli ölçüde artırmış ve Erken Kretase ekosistemleri hakkında hala keşfedilmeyi bekleyen pek çok sır olduğunu göstermiştir. Bu yeni keşif, geçmişin sırlarını aydınlatma ve evrimin karmaşık yollarını anlama yolculuğumuzda önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.