Amerika Birleşik Devletleri'nin Temmuz 2025'te kabul ettiği ve stablecoin piyasasını düzenleyen GENIUS Yasası, Avrupa Birliği'ni (AB) dijital euro projesini hızlandırmaya teşvik etti. Bu gelişme, küresel finansal manzarada dijital para birimlerinin stratejik önemini ve Avrupa'nın bu alandaki rekabet gücünü koruma çabasını vurguluyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve AB yetkilileri, dijital euronun potansiyel olarak Ethereum veya Solana gibi halka açık blok zincirleri üzerinde konuşlandırılmasını değerlendiriyor. Bu adım, euroyu merkeziyetsiz finans (DeFi) ekosistemine entegre etme ve küresel ödeme sistemlerindeki yerini güçlendirme potansiyeli taşıyor. Ancak bu yaklaşım, halka açık blok zincirlerinin şeffaflığı ile AB'nin Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) kapsamındaki gizlilik hedefleri arasında bir gerilim yaratıyor. ECB'nin nakit benzeri anonimlik hedefiyle çelişebilecek bu durum, sıfır bilgi kanıtları gibi gizlilik artırıcı teknolojilerin kullanımını gündeme getiriyor.
ECB Yönetim Kurulu Üyesi Piero Cipollone, ABD'nin stablecoin düzenlemelerinin doların küresel rolünü pekiştirebileceği ve Avrupa bankalarından mevduat çıkışlarına neden olabileceği endişesini dile getirdi. Bu nedenle, dijital euronun hızla hayata geçirilmesi, Avrupa'nın finansal egemenliğini koruması açısından kritik önem taşıyor. Ethereum'un akıllı sözleşme yetenekleri ve Solana'nın yüksek işlem hacmi ve düşük maliyetleri, bu blok zincirlerini cazip kılıyor. Ancak Ethereum'un ölçeklenebilirlik sınırlamaları ve Solana'nın güvenilirlik geçmişi gibi teknik zorluklar da göz önünde bulunduruluyor. Ayrıca, blok zinciri yükseltmeleri ve doğrulayıcılarının doğrudan devlet kontrolü dışında kalması, yönetişimle ilgili soruları da beraberinde getiriyor.
AB yetkilileri, dijital euronun tasarımında bankacılık sektöründen mevduat çıkışlarını önlemek için bireysel tutma limitleri gibi mekanizmaları değerlendiriyor. Bu tür önlemlerin, finansal istikrarı korurken dijital euronun yaygın kullanımını teşvik etmesi hedefleniyor. Dijital euronun halka açık blok zincirlerinde konuşlandırılması, küresel düzeyde CBDC standartlarını yeniden tanımlayabilir ve kripto para birimlerinin benimsenmesini şekillendirebilir. Bu stratejik hamle, Avrupa'nın dijital çağda finansal özerkliğini ve rekabet gücünü artırma yönündeki kararlılığını vurguluyor.