J.R.R. Tolkien'in 1937 yılında yayımlanan ölümsüz eseri 'Hobbit'in ilk baskısı, açık artırmada 43.000 sterlin gibi dikkat çekici bir fiyata alıcı buldu. Bu özel kopya, Tolkien'in Orta Dünya evreninin temelini atan bu fantastik klasiğin yalnızca 1.500 adet basılan orijinal kopyalarından biridir. Kitabın, miras alındıktan sonra Berkshire'daki bir evin çekmecesinde bulunduğu bildirildi. Gloucestershire merkezli Kinghams Auctioneers tarafından satışa çıkarılan nadide eser, başlangıçtaki 7.000-10.000 sterlinlik tahminleri aşarak koleksiyonerlerin büyük ilgisini çekti.
Bu tür nadir ilk baskıların piyasa değeri, koleksiyonerlerin ve meraklıların yoğun talebiyle şekillenmekte olup, açık artırmalarda genellikle 6.000 ila 20.000 sterlin arasında alıcı bulmaktadır. Özel olarak imzalanmış kopyalar ise 60.000 sterlini aşan fiyatlara ulaşabilmektedir. Kitabın ilk baskısı, Tolkien'in kendi çizimleriyle hazırladığı siyah beyaz illüstrasyonları barındırıyor. Ayrıca, toz kapağının iç kısmında, Lewis Carroll olarak da bilinen Charles Dodgson'a atıfta bulunan elle yapılmış bir düzeltme de dikkat çekiyor. Bu tür detaylar, eserin tarihsel ve edebi değerini daha da artırıyor.
Tolkien'in eserlerinin bu denli yüksek değerlere ulaşması, onun yarattığı fantastik dünyanın günümüzde de ne kadar canlı ve etkileyici olduğunun bir göstergesi. Kitabın, Tolkien'in Oxford Üniversitesi'ndeki profesörlüğü döneminde yarattığı Orta Dünya evrenine bir giriş niteliği taşıması da ayrı bir önem arz ediyor. Bu özel baskının, Hubert Priestley adlı tanınmış bir botanikçinin aile kütüphanesinden geldiği belirtiliyor. Priestley'in, Tolkien ile karşılıklı yazışmaları olan ve Oxford Üniversitesi ile güçlü bağları bulunan C.S. Lewis ile de bağlantıları olması, iki ismin birbirini tanımış olabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Kitabın, çocuk kitabı olarak yayımlanmasına rağmen, karmaşık temaları ve zengin dili sayesinde yetişkinler tarafından da büyük ilgi görmesi, Tolkien'in eserlerinin zamansızlığını kanıtlar nitelikte. İlk baskıdan günümüze ulaşan az sayıda kopyanın bulunması, bu tür eserlerin koleksiyon piyasasındaki değerini ve nadirliğini pekiştiriyor. Nitekim, 1937'deki ilk baskıdan günümüze yalnızca birkaç yüz kopyanın kaldığı tahmin ediliyor. Bu durum, bulunan her bir ilk baskının adeta bir hazine niteliği taşıdığını gösteriyor.