Son araştırmalar, büyük dil modellerinin (LLM'ler) yalnızca duygusal zeka (EI) testlerini çözmekle kalmayıp aynı zamanda oluşturabildiğini de gösteriyor. Schlegel, Sommer ve Mortillaro tarafından 2025'te Communications Psychology'de yayınlanan bu çalışma, LLM'lerin insan duygularını anlama yeteneklerini vurgulamaktadır.
Geleneksel olarak bir insan özelliği olan duygusal zeka, duyguları tanımayı, anlamayı ve yönetmeyi içerir. Çalışma, LLM'lerin duygusal açıdan nüanslı içerikle nasıl etkileşim kurduğunu değerlendirmek için dönüştürücü mimariler kullanıyor. Modeller, güvenilir EI testlerini yanıtlama ve oluşturmada başarılı oldu.
LLM'ler, anlamsal incelikleri, duygusal ipuçlarını ve sosyal dinamikleri yakalayan geniş metin yığınları üzerinde eğitilir. Araştırmacılar, modellerin EI testi öğelerine verdiği yanıtları analiz ederek insan ölçütleriyle karşılaştırdı. Modeller, duygusal akıl yürütmeyi simüle etme yeteneğini gösterdi.
İnce ayar protokolleri, duygusal sözlüklere duyarlılığı artırarak duygusal incelikleri geliştirdi. Dikkat görselleştirmesi, LLM'lerin duygusal yeterliliği tahmin ederken girdi metninin farklı bölümlerine öncelik verdiğini gösterdi. Bu, LLM'lerin duygusal değerleri ve bağlamsal uygunluğu örtük olarak tanıdığını gösterir.
LLM'ler tarafından yeni EI değerlendirmelerinin oluşturulması, psikolojik araçlarda yeni bir sınır açıyor. AI modelleri, otonom olarak makul EI soruları oluşturabilir. Bu, AI ve psikolojik bilim arasında yeni bir sinerji olduğunu gösteriyor.
LLM'ler EI görevlerinde yetkinlik gösterse de, duyguları gerçekten anlayıp anlamadıkları sorusu devam ediyor. Çalışma, öznel duygusal farkındalık değil, ölçülebilir bir sonuç olarak performansı vurguluyor. AI tarafından oluşturulan EI değerlendirmeleri, terapinin teşhisini ve kişiselleştirilmesini geliştirebilir.
Modellerin eğitim verilerine bağımlılığı, onları metinsel kaynaklarda bulunan önyargılara maruz bırakır. Araştırmacılar, model eğitimine sürekli müdahale edilmesini savunuyor. Modellerin karmaşıklığı arttıkça, AI'daki duygusal zeka yeteneklerinin evrimini izlemek için uzunlamasına çalışmalara ihtiyaç vardır.
Araştırma, AI, psikoloji ve dilbilimin bir kesişim noktasını sunuyor. Schlegel, Sommer ve Mortillaro bir paradigma değişimini katalize etti. Bu, gelecekteki AI gelişimini ve duygusal değerlendirme metodolojilerini etkileyecektir.
Dil modellerinin gücünden sorumlu bir şekilde yararlanmak için daha fazla disiplinler arası işbirliği şart olacaktır. Bu, duygusal makine zekasının insan deneyimini zenginleştirmesini sağlar. AI ortakları, duygusal anlayışımızı destekleyebilir, artırabilir ve hatta zorlayabilir.