Yapay zeka alanında öncü olan Nobel ödüllü Geoffrey Hinton, sinir ağlarının doğal dili anlama yeteneğine şaşkınlığını dile getirdi. Bu ağların "Chomsky dilbilim okulunun ürettiği her şeyden çok daha iyi bir şekilde dili işlediğini" belirtti.
Ancak, insan dilini inceleme konusunda uzmanlaşmış bir nörobilimci olan Veena D. Dwivedi, yapay zekanın gerçekten "anlayabileceği" fikrine saygıyla katılmıyor. Yazılı metin ile doğal dil arasındaki farkı vurgulayarak, aynı dilin, karşılıklı olarak anlaşılabilir ancak farklı yazım biçimleri kullanan Hintçe ve Urduca gibi farklı görsel sembollerle temsil edilebileceğine dikkat çekiyor.
Dwivedi, dilsel iletişimin sadece kelimelerden daha fazlasını içerdiğine işaret ediyor. Konuşmacının tonu, yüz ifadeleri ve paylaşılan çevre gibi bağlamı içerir. Bunu, bağlama bağlı olarak farklı anlamlar taşıyan "Hamileyim" cümlesi örneğiyle açıklıyor.
Araştırması, bireyin duygusal durumunun bile cümleleri işlerken beyin dalgası kalıplarını etkilediğini gösteriyor. Dwivedi, yapay zeka algoritmalarının, insan anlayışını karakterize eden biyolojik beyin ağlarıyla aynı olmadığını açıklıyor. Ayrıca, sinir ağlarının, evrensel dilbilgisine ve bebeklerin dili ne kadar kolay öğrendiğine odaklanan Chomsky dilbilimini aştığı iddiasına da değiniyor.
Chomsky'nin çalışması, insanların dili nasıl edindiğini araştırıyor ve dil öğrenimi için doğuştan gelen bir modül öneriyor. Dwivedi, yapay zekayı insan anlayışıyla karıştırmanın, özellikle bilimsel terimler yanlış kullanıldığında veya yanlış uygulandığında tehlikeli sonuçlar doğurabileceği sonucuna varıyor.