'Boş Zihin' Gizemini Bilim İnsanları Araştırıyor
Bilim insanları, düşüncelerimizin görünüşte kaybolduğu ve potansiyel olarak uyanık yaşamımızın %20'sine kadarını kaplayan 'boş zihin' olgusunu inceliyor. Bu durumu anlamak, bilişsel süreçler ve zihinsel sağlık hakkında bilgi verebilir. Kognitif sinirbilimci Athena Demertzi liderliğindeki Liège Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, 'boş zihin'i tanımlamak ve anlamak için çalışıyor.
'Boş Zihin'i Tanımlamak
Demertzi'nin incelemesi, bu durumun yedi farklı tanımını belirliyor ve tercih ettiği tanım, 'hiçbir düşünce izlenimi veya herhangi bir düşünce bildirememe' şeklindedir. Bu geniş tanım, bireylerin zihinsel boşluğu 'ne düşündüğümü hatırlamıyorum' veya 'dikkat etmiyordum' gibi çeşitli şekillerde tanımlamasını kabul eder.
Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanarak, araştırmacılar bu dönemlerdeki beyin aktivitesini gözlemlediler. Beynin varsayılan mod ağının, singulat korteks dahil olmak üzere, aktif hale geldiğini buldular. Ancak, bu aktivite, düşüncenin kendisinin yokluğundan ziyade, düşünceleri bastırmak için yapılan bilişsel çabayı yansıtabilir.
Bunun üstesinden gelmek için, Demertzi'nin ekibi, dinlenme halindeki bireylerde beyin aktivitesini analiz etti ve onlara periyodik olarak ne düşündüklerini sordu. 'Boş zihin' raporlarından önce gelen, beyin ağlarının senkronize koordinasyonunu içeren belirli bir beyin aktivitesi modeli belirlediler. Bu model, uyku ve anestezi sırasında da gözlemlendi.
Bu bulgular, zihin gezinmesi ile beynimizdeki uyarılma seviyesi arasında güçlü bir bağlantı olduğu fikrini desteklemektedir. Düşük uyarılma seviyeleri, boş bir zihin deneyimleme olasılığını artırabilir. Ancak, yüksek bir uyarılma seviyesini korumak, düşünce süreçlerini de bozabilen kaygıya yol açabilir.
Çalışma, 'boş zihin'in, beynin uyanık saatlerde optimum şekilde çalışmasını sağlayan bir zihinsel dinlenme biçimi olabileceğini öne sürüyor. Bu araştırma değerlidir, çünkü zihinsel durumlarımızdaki dalgalanmaları ve bunların bilişsel performansımız ve zihinsel sağlığımız üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olur. Ayrıca, genellikle zihin gezinmesi ile ilişkilendirilen DEHB ve yaygın anksiyete bozukluğu gibi durumlar hakkında da bilgi sağlayabilir. 'Boş zihin'i anlayarak, beynimizin karmaşık işleyişini ve bunların günlük yaşamımızı nasıl etkilediğini daha iyi takdir edebiliriz.